Türk-Rus İlişkilerinin Son Yüzyılı Moskova’da Ele Alındı.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Türk Tarih Kurumu, Avrasya İncelemeleri Merkezi ve Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü iş birliğiyle Moskaova’da I. Dünya Savaşı ve XX. Yüzyılın Başında Türk-Rus İlişkileri Sempozyumu 4-5 Nisan tarihlerinde düzenlendi.

Etkinliğin açılışına Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Muhammet Hekimoğlu ve Zeki Eraslan, Türk Dil Kurumu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Bilal Çakıcı, AVİM temsilcisi Emekli Büyükelçi Yiğit Alptogan, Türkiye Moskova Büyükelçiliği’nden diplomatlar, Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsünden Prof. Dr. Dmitriy Vasilyev ve Doç. Dr. Natalya Ulçenko ve iki ülkeden akademisyenler katıldı. Sempozyumun açış konuşmasını gerçekleştiren Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, tarih boyunca Türk- Rus ilişkilerinin, bazen Hazar Devleti örneğinde olduğu gibi aynı devlet çatısı altında yaşayacak kadar iyi; bazen de 1683 Viyana Bozgunuyla başlayan yüzlerce yıllık savaş durumunda olduğu gibi kötü bir seyir izlediğini dile getirdi.

Birinci Dünya Savaşı’nın Türk-Rus ilişkilerinde yeni ve olumlu bir dönemin başlangıcı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Turan, Türk İstiklal Savaşı sırasında Sovyet yönetiminden gelen mali ve askeri yardımların zaferin elde edilmesinde oldukça etkili olduğunu dile getirdi. Savaşın ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin beklenmedik derecede yakın ilişkiler sürdürdüğünü belirten Prof. Dr. Turan, kaderin Türklerle Rusları bugün de Suriye sorununun çözümünde bir araya getirdiğini söyledi. Rusya ve Suriye’nin İran ile birlikte meselenin çözümü için yoğun gayret gösterdiğini ifade eden Turan, karşılıklı ekonomik ilişkiler, iş gücü transferi ve turizm gibi bağlantılarla iki ülkenin bugün birbirine her zamankinden daha yakın ve birlikte yürümeye mecbur durumda bulunduğunu söyledi. 

Törende konuşan Rusya Tarihi Vakfı Müdürü Dr. Konstantin Mogilevsky, düzenlenen sempozyuma ev sahipliği yapmaktan gurur duyduğunu belirtti ve sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu.  Devlet Arşivleri Genel Müdürü Prof. Dr. Uğur Ünal ise, iki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi için arşivlerin irtibatının kesilmemesi gerektiğini belirtti. Osmanlı Arşivinde Rusya’nın tarihiyle doğrudan ilgili yüz binlerce belge bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Ünal, tarihe ışık tutacak bu malzemelerin bilim insanlarıyla buluşturulması için Rus arşivleriyle geleceğe yönelik çalışmalar yapılacağını dile getirdi. 

Rus Tarihi Vakfı, etkinliğin ilk günü katılımcıları öğle yemeğinde ağırlarken etkinliğin ikinci günü, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Seyit Sertçelik ve Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç’un katılımcılara hitabıyla başladı.  Malkoç, konuşmasında Türk-Rus ilişkilerinin seyrine dair tespitlerini dile getirdi.

Sertçelik ise Ermeni Meselesine değinerek, savaşın öncesinde Türkiye’de yaşayan bir milyon üç yüz bin Ermeniye ne olduğu sorusunun arşivlerde nüfus hareketliliği üzerine yürütülen çalışmalarla yanıtlanabileceğini söyledi.

Türk-Rus ilişkilerinde önemli bir dönemeç olan I. Dünya Savaşı’nın öncesi ve sonrasıyla ele alındığı,  savaşa dair tanıklıkların konuşulduğu sempozyumda, Prof. Dr. Dmitriy Vasilyev, Prof. Dr. Mihail Meyer, Dr. Mehmet Perinçek, Prof. Dr. Jemil Hasanlı, gibi alanında öne çıkan akademisyenler  sunumlar gerçekleştirdi. Sempozyumda ele alınan konunun zenginliği ve önemi, Rus tarihçi Dmitriy Vasilyev tarafından dile getirildi. Türk-Rus ilişkileri üzerinde çalışan tarihçiler için üzerinde çalışılacak çokça malzeme ve konu bulunduğunu söyleyen Vasilyev, kendisinin de bu alanda çalışan bir tarihçi olarak 2002 yılında Erzurum, Kars, Ardahan ve Bayburt’u ziyaret ettiğini ve buradaki tarihi mekânların kendisinde büyük izler bıraktığını dile getirdi. Vasilyev, Türk tarihçilerin Moskova Devlet Kütüphanesindeki eserlerde Türk-Rus ilişkilerine dair çok sayıda malzeme bulacaklarını sözlerine ekledi.

Etkinlik kapsamında Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve iki ülke arasındaki ilişkilere ışık tutan belgelerden oluşan bir sergi düzenlendi.