İlk Üniversitenin Kurucusu Fatima el-Fihrî Paneli Düzenlendi.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Türk Tarih Kurumu ve Gazi üniversitesi iş birliğiyle “İlk Üniversitenin Kurucusu Fatima el-Fihrî Paneli” düzenlendi. Nijer Büyükelçisi Adama Gazibo Salou, Benin Sefiresi  Yvette Gonima, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs ve Afrika ülkelerinin Türkiye’deki temsilciliklerinden diplomatların katılımıyla, Türk Tarih Kurumu Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinliği çok sayıda akademisyen ve öğrenci izledi.

Etkinliğin açılışında konuşan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, doğuştan farklı özelliklere sahip olan kadın ve erkeğin, birbirinin rakibi ve düşmanı olmadığı gibi birbirinin eşiti de olmadığını ifade etti. Günümüzde kadın ve erkeği yarışa sokarak birbirlerinden rol çalmalarına sebep olan olumsuz bir ortamın bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Örs, iki türün uyum içerisinde ve birbirlerini bütünleyerek var olması gerektiğini dile getirdi. Medyaya yansıyan kadına şiddet olaylarına da değinen Prof. Dr. Örs, iyi düşünüldüğünde bu olayların toplumsal birliği yozlaştıran ve toplumu adeta kışkırtan bir hale geldiğinin görüleceğini ifade etti. Medyanın milyonlarca iyi ilişkiyi göstermek yerine, istatistiksel olarak belli sayıyı geçmeyen sorunlu olayları toplumun hakikatiymiş gibi göstermesinin doğru olmadığını söyleyen Örs, “Kötülüğü öğretmeye ve yaymaya gerek yok, kötülüğün önünü almak önemli. Bunun da sadece cezalarla gerçekleşmesi mümkün değil. Kadınlarımızın insan yetiştirme konusunda çok daha bilgili ve duyarlı olması gerekmektedir” şeklinde konuştu.

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, medeniyetin ortaya çıktığı bölgelerden birisi olarak kabul edilen Afrika’nın, kadınların da lider olarak toplumda kendilerine yer bulabildiği dev bir kıta olduğunu belirttiği konuşmasında, Afrikalıların bu coğrafyada yetişen Hz. Asiye, Fatima el-Fihrî gibi isimlerle iftihar etmekle haklı olduğunu ifade etti. Fatima el-Fihrî’nin kurduğu Karaviyyîn Medresesi’nin el-İdrîsî, İbn-i Batuta, Muhyiddin İbn Arabi gibi çok önemli isimler yetiştirildiğini belirten Prof. Dr. Turan, bu isimlerin bir şekilde Anadolu’ya ulaştığını, Anadolu’yla irtibatlı olduğunu söyledi. Geçmişte bu isimler aracılığıyla Fatima el-Fihrî ‘den Türkiye’ye gelen uzantının, bugün Türkiye’den Afrika’ya uzanan sevgi bağıyla karşılık bulduğunu söyleyen Prof. Dr. Turan, düzenlenen panelle bu bağa katkıda bulunmaktan onur duyduğunu sözlerine ekledi.

Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhami Durmuş, Dünya Kadınlar Günü’ne denk gelmesi bakımından daha da anlamlı hale gelen panelde, Fatima el-Fihrî’nin yetiştiği çevrenin ve İslamiyet’in topluma sunduğu olanakların da konuşulması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Durmuş, İslamiyet’in cinsiyet ayrımına set çekmesinin ve okumaya, öğrenmeye önem vermesinin İslam toplumları arasında ilmi çalışmaları hızlandırdığını ve Fatima el-Fihrî’nin de böyle bir hoşgörü ortamında yetiştiğini dile getirdi.

Açış konuşmalarının ardından Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan’ın başkanlığında, Prof. Dr. Foued Laroussı, Prof. Dr. Suna Timur Ağıldere ve Dr. Ali Boujdıdı’nin konuşmacı olduğu panele geçildi.  859 yılında Fas’ta dünyanın ilk üniversitesi olan Karaviyyîn (Kayrevan) Medresesi ‘ni kuran Fatima el-Fihrî’nin Medreseyi kuruş sürecinin ve Medresenin bölgede oluşturduğu ilim ve kültür geleneğinin konuşulduğu panelin ardından, ev sahibi kurum tarafından konuklara hediye takdiminde bulunuldu.